Ana içeriğe atla

EN KÖTÜ NE OLABİLİR ? ☺️🗣😼

Hep deriz kendi kendimize amann ölmezsin ya yap gitsin diye, ama bazıları da hep tereddütte kalır ya bir şey olursa, ya başıma bir şey gelirse, aman ne gerek var deriz. Ama düşündüğümüzde bir de bakıyoruz ki hayat geçiyor, bence yapacağımız şeyleri ertelemeyelim, yapalım gitsin, EN KÖTÜ NE OLABİLİR?

Çoğunlukla yapacağımız veya yapmak istediğimiz şeylerin daha sonucunu görmeden sonuçlar yaratmaya bayılırız! İnsanoğluyuz sonuçta severiz sonunu düşünmeyi. Ama sonunu düşünen de kahraman olmuyor değil mi...

Bir de bakmışsın ki hayat ellerimizden akıp gidiyor; saatler, saniyeler geçiyor ama biz hala olduğumuz yerde sayıyoruz, neden mi ? çünkü sürekli bir şeyler yapmaktan, üretmekten ve bunun olumsuz sonuçlarını görmekten kaçıyoruz. Ama biz robot değiliz ki herkes gibi biz de insanız, hatalarımız da olacak başarılarımız da; mutlu da olacağız hüzünlü de. Demem o ki biz duygu yüklü varlıklarız. Yaşam akıp giderken neden hep geçmişe veya geleceğe takılırız, niye kimse şimdiki zamanı bilmez, düşünmez. Kalkın ve aynaya bakın, yüzünüzdeki mimik çizgilerine odaklanın, yaşlanıyorsunuz! Maalesef ki bunun geri dönüşü yok (yani bildiğim kadarıyla kimyacılar çok uğraşmış gençlik büyüsünü yapmayı ama becerememişler ;)) ), o zaman ne yapıyoruz, harekete geçiyoruz. Sonuçları iyi veya kötü olsun biz mutlu olmalıyız. Eğer herkes kusursuz olsaydı, hepimiz duygusuz birer robot olurduk ki öyle bir dünya sizce çekilir mi, bence çekilmez yahu :D

Her sabah kalktığınızda ömrünüzden 1 gününüzü yediğinizi düşünün, düşünün ki bu dünya çok kısa, elindekilerinizin kıymetini bilin (çok klişe gelebilir ama klişeler de bazen içlerinde güzel şeyleri barındırabilir benden tavsiye ☺️

Silkelenin ve ;

- Ben mutlu olmayı seçiyorum,
- Ben insanım, hatalarım tabii ki de olacak!,
- Herkes beni sevmek zorunda değil, tıpkı benim herkesi sevemediğim gibi?,
- Ne olursa olsun yap, EN KÖTÜ NE OLABİLİR?,
- Elindekilerin kıymetini bil (kısacası ŞÜKRET!),


Ve banyoya git, yüzünü bol su ile yıka ☺️


Not : Unutmayın ki mutluluk bir durum değil, bir seçimdir. İnsanlar mutlu olmayı isterlerse mutlu olurlar. Güzel seçimler yapmanız dileğiyle...



                                                                                                      Sevgiler, Şevval ☺️







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chapter 3: Zaman

Eveeeeet, işte geldim buradayım. Ben de çok şaşkınım ve bir o kadar da heyecanlıyım. Çünkü 1 yılı aşkın süredir hiçbir şey yazmadıktan sonra bugün yazıyorum. Bugün sanırım iki şey bu duruma beni itti. İlki hiç tartışmasız Ece Targıt’ın “Çok Geç Değil” podcastiydi, ikincisi de sanırım dolunay.. bugün sabah uyandım ve cidden canım hiçbir şey yapmak istemedi, uyandım biraz vakit geçirmeye çalıştım evin içerisinde ama nasıl amaçsız nasıl hissiz. Sonra her sabah yaptığım gibi Ece’nin profilinde dolanırken yeni podcastinin yayınlandığını gördüm ve podcastin başından sonuna ciddi anlamda büyülendim. Podcastin ana konusu başlıktan da anlaşılacağı üzere hiçbir şey için geç olmadığını, yapılacak ya da yaşanacak durumların ya da fiilerin bize dayatılan zamanlarda gerçekleşmesi gerekmediğinin, biz ne zaman istersek o zaman istediklerimizi yapabileceğimizi yahut da yapmak istemediklerimizi yapmak zorunda olmadığımızı anlatıyordu. Örneğin toplum baskılarından biri olan “bence zamanın geldi evlenmeli

Chapter 2 (düşünmek)

Tam 1.5 yıl olmuş en son yazımı yazalı, inanamıyorum zaman bu kadar hızlı nasıl geçer?? Eveet başlığa dönersek okuduğunuz andan itibaren yaptığınız bir şey.. Kulaklarımı açtım ne o söylesin biri! Yesssss, düşünmek. Neden bu başlığı koyduğumu soracak olursanız dünyanın başından geçen amansız virüs corona sayesinde (yüzünde demek isterdim ama cümlemi bitirmeme izin verin pls 😂 ) herkes evde kal çağrısına uyduğu için gün içinde çook ama çook boş vaktimiz olduğundan mütevellit çok düşünüyoruz değil mi arkadaşlar? Ben hiç olmadığım kadar hem de. Belki de beni tekrar yazmaya iten şey buydu, evet düşünmek! Çok garip geliyor, bundan bir kaç yıl öncesinde deli gibi kpss çalışırken hey hayallere dalardım düşünürdüm. Bi evim olacak, istediğim gibi dekore edip her gün ama her gün dolu dolu aktiviteler yapacağım.. Ama hayat; eveeet Şevval, güzel düşünüyorsun ama gerçek hayatta işler her zaman böyle gitmiyor. Evet arkadaşlar her şey öyle tam da bizim istediğimiz şekilde olmuyormuş. Özellikle bahane

Chapter 4: Heyecan ve Geç Kalınmışlık Hissi

Aslında bakarsak bu iki zıt kelime birbirine çok yakın şeyler. Heyecan denince, heyecanlı anlar akla gelince hep geçmişe hatta çok geçmişe gidiyoruz ve bize iyi gelen heyecanlandıran bir olay anı aklımıza geliyor. Sonra o anın büyüsüne kapılıp şimdiki ana gelince diyoruz ki -vayy be neler yaşamışım, ne hazlarmış. Sonra diyoruz ki; Artık bu kadar heyecan verici şeyler yapmadığımızı fark ediyoruz. Şu durum ve olaylar aslında beni ne kadar da çok heyecanlandırmış. Ama şimdi bakıyorum da heyecan verici şeyler bulmakta bayağı zorlanıyorum. Şimdi anladım ki çok şeye geç kalmışım. Gördünüz mü, geç kalınmışlık hissi burada da peşimizi bırakmadı. Üniversite danışman hocamın attığı bir araştırmayı okurken orada heyecan verici bir anınızı hatırlayın, aklınıza getirin ve 5 satır yazın diyordu. Ama Şevo durur mu başladım yazmaya (hem belki chapter 4 olur diye düşündüm). Ekmeğimizin peşindeyiz be 😊 ))))))) Güzel bir geleceğin bizi beklemediğini düşünsek de bunu şekillendiren hep ama hep biz