Ana içeriğe atla

Yeni Bir Başlangıç İçin💫

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabaaaa :) biliyorum bu dönüş birazcık (biraz demek az olur da hadi neysee:)) geç oldu. Ama bu zaman diliminde çok şeyi düşünme fırsatım oldu, blogumun içerikleri olsun, kafamda oluşan değişik fikirler olsun bu benim dönüş zamanımı biraz olsun ileriye sarkıttı. Neyse gelelim konumuza...

En son yabancı dizilerden bahsetmiştim ve bunların içeriklerinden bahsedeceğimi söylemiştim. bu ve bunun gibi düşüncelerle birlikte birçok yeni dizi izleme fırsatı yakaladım, hem de diziler hakkında yorumlar yapabilecek kadar (çünkü 3 ay yaz tatili değil mi ooo :D ) Hergün ya da günaşırı izlediğim, izlemekten çok zevk aldığım dizileri rutin şeklinde paylaşacağım ( tabii bu yorumlar şahsıma ait olacak, içinize sinecek şekilde olması için uğraşacağım sözz :)) ) 

Tür veya konu bakımından ayırmayacağım, çünkü herkesin tarzı fikri farklıdır ve her diziden her türlü konu, tür çıkabiliyor artık. Gelelim diğer konularımızaa :)))

Tabii sadece dizi vs. konular olmayacak, günlük hayattan, aklıma gelen bir sürü şeyi sizlerle paylaşacağım. Kısacası bu blogta hem kadınların hem de erkeklerin kendilerine yer bulabilecekleri konular olacak.

Buralara kadar okuma zahmetinde bulunduysanız çok teşekkür ederim. Bilmiyorsanız ben psikolojik danışmanlık ve rehberlik son sınıf öğrencisiyim. Buna bağlı olarak kendi deneyimlerim olsun, günlük hayatta karşılaştığımız ve karşılaşma olasılığımız yüksek olan durumlardan, duygulardan, aklına gelip gelemeyeceğiniz her şeyden bahsedeceğim. Atıyorum bir sabah kalktım ha bunu yazayım bloguma dedim. Ve tam da öyle olacak. Aklıma ne gelirse onu yazacağım. 

Aklıma gelmişken bu blogu 1.sınıfta açmıştım. Bilgisayar dersinde hocamız bir blog açmamızı söyledi ve bende açtığım günden beri aklıma gelen her şeyi doldurmuştum, tabii o zamanlar yazı yazarken eğlenmiyordum ama artık öyle değil :) neyse ben blogumdan 98 almıştım ve belki de o puanı almasaydım hiç devam etmezdim bu bloga.. Sizi de unutmadık be hocam iyiki varsınız saygılar...




                                                                                                                                Sevgiler, Şevval 💞


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Chapter 3: Zaman

Eveeeeet, işte geldim buradayım. Ben de çok şaşkınım ve bir o kadar da heyecanlıyım. Çünkü 1 yılı aşkın süredir hiçbir şey yazmadıktan sonra bugün yazıyorum. Bugün sanırım iki şey bu duruma beni itti. İlki hiç tartışmasız Ece Targıt’ın “Çok Geç Değil” podcastiydi, ikincisi de sanırım dolunay.. bugün sabah uyandım ve cidden canım hiçbir şey yapmak istemedi, uyandım biraz vakit geçirmeye çalıştım evin içerisinde ama nasıl amaçsız nasıl hissiz. Sonra her sabah yaptığım gibi Ece’nin profilinde dolanırken yeni podcastinin yayınlandığını gördüm ve podcastin başından sonuna ciddi anlamda büyülendim. Podcastin ana konusu başlıktan da anlaşılacağı üzere hiçbir şey için geç olmadığını, yapılacak ya da yaşanacak durumların ya da fiilerin bize dayatılan zamanlarda gerçekleşmesi gerekmediğinin, biz ne zaman istersek o zaman istediklerimizi yapabileceğimizi yahut da yapmak istemediklerimizi yapmak zorunda olmadığımızı anlatıyordu. Örneğin toplum baskılarından biri olan “bence zamanın geldi evlenmeli

Chapter 2 (düşünmek)

Tam 1.5 yıl olmuş en son yazımı yazalı, inanamıyorum zaman bu kadar hızlı nasıl geçer?? Eveet başlığa dönersek okuduğunuz andan itibaren yaptığınız bir şey.. Kulaklarımı açtım ne o söylesin biri! Yesssss, düşünmek. Neden bu başlığı koyduğumu soracak olursanız dünyanın başından geçen amansız virüs corona sayesinde (yüzünde demek isterdim ama cümlemi bitirmeme izin verin pls 😂 ) herkes evde kal çağrısına uyduğu için gün içinde çook ama çook boş vaktimiz olduğundan mütevellit çok düşünüyoruz değil mi arkadaşlar? Ben hiç olmadığım kadar hem de. Belki de beni tekrar yazmaya iten şey buydu, evet düşünmek! Çok garip geliyor, bundan bir kaç yıl öncesinde deli gibi kpss çalışırken hey hayallere dalardım düşünürdüm. Bi evim olacak, istediğim gibi dekore edip her gün ama her gün dolu dolu aktiviteler yapacağım.. Ama hayat; eveeet Şevval, güzel düşünüyorsun ama gerçek hayatta işler her zaman böyle gitmiyor. Evet arkadaşlar her şey öyle tam da bizim istediğimiz şekilde olmuyormuş. Özellikle bahane

Chapter 4: Heyecan ve Geç Kalınmışlık Hissi

Aslında bakarsak bu iki zıt kelime birbirine çok yakın şeyler. Heyecan denince, heyecanlı anlar akla gelince hep geçmişe hatta çok geçmişe gidiyoruz ve bize iyi gelen heyecanlandıran bir olay anı aklımıza geliyor. Sonra o anın büyüsüne kapılıp şimdiki ana gelince diyoruz ki -vayy be neler yaşamışım, ne hazlarmış. Sonra diyoruz ki; Artık bu kadar heyecan verici şeyler yapmadığımızı fark ediyoruz. Şu durum ve olaylar aslında beni ne kadar da çok heyecanlandırmış. Ama şimdi bakıyorum da heyecan verici şeyler bulmakta bayağı zorlanıyorum. Şimdi anladım ki çok şeye geç kalmışım. Gördünüz mü, geç kalınmışlık hissi burada da peşimizi bırakmadı. Üniversite danışman hocamın attığı bir araştırmayı okurken orada heyecan verici bir anınızı hatırlayın, aklınıza getirin ve 5 satır yazın diyordu. Ama Şevo durur mu başladım yazmaya (hem belki chapter 4 olur diye düşündüm). Ekmeğimizin peşindeyiz be 😊 ))))))) Güzel bir geleceğin bizi beklemediğini düşünsek de bunu şekillendiren hep ama hep biz